Erkan, üst solunum yolu enfeksiyonuna en çok neden olan faktörlerin virüsler olduğunu, virüslerin zayıf düşürdüğü bünyelerde, diğer bakteriyel enfeksiyonların da görülebildiğini söyledi.
Üst solunum yolu enfeksiyonunun dünyada en çok görülen ve en çok iş gücü kaybına neden olan bir hastalık olduğunu vurgulayan Erkan, Özellikle kış aylarında kapalı mekanlarda bulunulması, herkesin bir arada bulunması, enfeksiyonu olan bir kişinin diğerlerine de bulaştırmasına neden olmakta ve üst solunum yolu enfeksiyonu sıklığı artmaktadır. Bu nedenle hastaların asgari bir hafta istirahat etmesi gerekmekte, bu da iş gücü kaybına neden olmaktadır dedi.
Erkan, en çok bilinen üst solunum yolu enfeksiyonlarının nezle ve grip olduğunu ifade ederek, bunların sinüzit, tonsilit (bademcik iltihabı), orta kulak iltihabı ve larenjite neden olabileceğini anlattı.
Alerjik bünyeye sahip olma, burun kemiği eğriliği veya konka büyüklüğü gibi anatomik sorunlar nedeniyle ağızdan nefes alıp verme, sigara içme, düzensiz beslenme gibi faktörlerin de üst solunum yolu enfeksiyonuna yatkınlığı artırdığını bildiren Erkan, Üst solunum yolu enfeksiyonunun rinit (nezle, soğuk algınlığı), akut tonsillofarenjit, akut rinosinüzit ve akut otitis media gibi alt grupları bulunur. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının tanısında viral-bakteriyel enfeksiyon ayrımının yapılmaması gereksiz antibiyotik kullanımını artırmaktadır diye konuştu.
RİNİT
Nezle, soğuk algınlığı gibi isimlerle de adlandırılan rinitin, üst solunum yolunun viral enfeksiyonu olduğunu dile getiren Erkan, şunları kaydetti:
Çocuklar yılda 4-8, erişkinler 2-5 defa soğuk algınlığı geçirebilir. Enfeksiyon, genellikle sonbahar ve kış aylarında görülür. Boğaz ağrısı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, boğazda yanma ve öksürük en sık görülen belirtilerdir. Ateş nadirdir. Hastalık genellikle bir hafta sürer, nadiren iki haftaya kadar uzayabilir. Nezle, en sık grip ile karıştırılmaktadır. Grip, genellikle yılda bir defa geçirilir ve nezleye göre ağır seyirlidir. Gripte, nezlede görülen semptomlara ek olarak kas ağrısı, baş ağrısı, ateş ve belirgin halsizlik olur. Antibiyotiklerin kullanılmasına gerek yoktur.
AKUT TONSİLLOFARENJİT
Akut tonsillofarenjitin de çocukluk çağında en sık görülen enfeksiyonlardan biri olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Erkan, en sık 5-15 yaş arası çocuklarda görülen tonsillofarenjitin, sıklıkla ani başladığını, ateş, boğaz ağrısı, bulantı, kusma, baş ağrısı gibi belirtileri olduğunu ifade etti.
AKUT RİNOSİNÜZİT VE OTİTİS MEDİA
Akut rinosinüzitin buruna yakın olan sinüslerin enfeksiyonu olduğunu dile getiren Erkan, şu bilgileri verdi:
Sinüzitin sıklıkla rinitle birlikte olması nedeniyle rinosinüzit olarak da isimlendirilir. Sinüzite sıklıkla virüsler neden olur. Viral üst solunum yolu enfeksiyonları genellikle 7-10 gün içerisinde kendiliğinden iyileşir.
Otitis media ise (orta kulak iltihabı) sıklıkla 3 yaş altındaki çocuklarda ve kardeşinde aynı hastalık hikayesi olan erkek çocuklarda daha sık görülür. Biberonla beslenme, pasif sigara içimi, kreşe gitme enfeksiyona yatkınlık oluşturur. Çocuklarda gelişen işitme kaybı öğrenme yeteneğinde azalmaya neden olabilir. Kulak ağrısı ve ateş sık rastlanan belirtilerdir.
HASTALIKTAN KORUNMA YOLLARI
Üst solunum yolu enfeksiyonundan korunmak için enfeksiyon riski yüksek ortamlarda göz, burun ve ağza el ile dokunmaktan kaçınılması, aktif-pasif sigara içiminin önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Erkan, özellikle üst solunum yolu enfeksiyonuna yatkınlığı olan çocukların kreş ve anaokulu gibi kalabalık ortamlardan uzak tutulması ve sonbahar mevsimi başlangıcında grip aşısıve pnömokok aşılarının yapılması gerektiğini belirtti.
Erkan, hastalık durumunda sıvı gıda ve C vitamini içeren taze sebze ve meyve tüketiminin artırılmasının halsizlik, iştahsızlık, bulantı gibi genel belirtileri azaltacağını ve vücut direncini artıracağını kaydederek, bulaşmada temas önemli olduğu için ellerin sık sık yıkanmasının korunmada alınacak en iyi önlem olduğunu sözlerine ekledi.